Skip to Content

Türkiye Cumhuriyeti kamuoyuna ve basın organlarına yönelik açıklama


 


Son zamanlarda bazı medya kuruluşları tarafından şahsıma yönelik, derleme ve olayları cımbızlama yöntemiyle çarpıtma ve gerçekten uzak iftira kampanyasına şahit olmaktan derin üzüntü duyuyorum. Resmi makamlara vermiş olduğum ifade ve bilgiler, bu iddiaların gerçeği yansıtmayan birer iftiradan ibaret olduklarını belirtmiştim. Ben herhangi bir casusluk teklifi almadım, herhangi bir maddi veya başka menfaat karşılığında Fransa veya başka bir dış ülkeye casusluk veya askeri ve siyasi gizli bilgi sızdırma gibi bir eylemde kesinlikle olmadım. (doğru veya yanlış bilgi fark etmeksizin).


Ben bir hukukçu aktivistim, yaşamış olduğum zorluklar dolayısıyla (Türkiye doğumlu ve büyüğü 8 yaşında olan çocuklarım) ve çok sayıda denemeye rağmen çocuklarımın ilkokul eğitimine kabulünün gerçekleşmemesi dolayısıyla, bana insani yardım yapabilecek bir ülke bulmam gerektiğini anlamış oldum (iltica talebimin gerekçesi yalan haberlerle servis edildiği gibi siyasi değil insanidir). Bu talebimi karşılayabilecek ülkeler arasında Fransa’nın olduğunu öğrendim ve gayet normal olarak Fransa’ya iltica etme talebinde bulundum. On aylık bir bekleme süresine müteakip Mayıs 2023 tarihinde çocuklarımla birlikte mülakata çağırıldım. Doğal sürecin bir gereği olarak konsolosluk görevlisi bana iltica talebinin gerekçelerini, çalışma hayatımın mahiyetini sordu ve Mülakat sonunda benden söylediklerimi destekleyen belgeleri mail olarak göndermemi istedi. Göndermiş olduğum e postada, istenilen belgeleri, çocuklarımın eğitime kabul edilmediğini gösteren belgeler, sınır dışı edilme kararı, televizyon programlarına katılmış olduğumu gösteren linkler, makale linklerim ve Suriye'de daha önce tutuklandığımı gösteren kanıtları gönderdim. (bu bilgilerin ve belgelerin hiç biri gizli değil ve herkese açıktır). Ardından tıp okumak için biraz bekledim. Ekim 2023 tarihinde hukuki faaliyetlerim nedeniyle sınır dışı edilme tehditleri almaya başladım. Birkaç gün sonra ise, sınır dışı edilme tehdidinden daha büyük ve korkunç bir tehditle karşı karşıya kaldım. Benim Suriye’ye iade edilmem hayatımı tehlikeye atar ve zaten tutuklanma listesinde adım mevcuttur. Ardından youtube ve facbook üzerinde yayınlamış olduğum ve malum tehditlerden dolayı artık hukuk aktivisti olarak çalışmaya devam edemeyeceğimi açıkladığım videoyu çektim. Hemen ardından çağlayan adliyesinde savcılıkta ifade verdim ve şikayetçi oldum. Durumu bildiren ve tehditler nedeniyle tehlikede olduğumu açıklayan bir maili Fransa konsolosluğuna gönderdim ve güvenlik dolayısıyla beni aramamalarını ve sadece mail aracılığıyla iletişimde olmamızı rica ettim, fakat  22.11.2023 tarihinde Konsolosluktan beni telefonla aradılar ve vizemin hazır olduğunu söylediler. 27.11.2023 tarihinde konsolosluğa gittim ve vizemi almak isteidm. 3 saat sonra tutuklandım.

 

15.11.2023 tarihinde İstanbul'da 20 güne yakın bir süre ev aradıktan sonra bursaya taşınmaya karar verdim, bu kararı kendi kendime herhangi bir yerden talimat almadan aldım. Vize almam ve taşınma olayı kesinlikle "Halep arkadaşları topluluğu" ile iletişime geçmeden önce oldu ve haberlerdeki aksi iddiaları yalanlayacak deliller mevcuttur. "Halep arkadaşları topluluğu" Husam en nehar tarafındna bana söylenen bilgiye göre İrin adında bir kadın tarafından yönetilmektedir. Bu grup, Fransa'ya gelmek isteyen mültecilere yardım etme hedefi ile çalışmaktadır. Havalanında karşılama, kiralık ev bulma, çocukları okullara kayıt ettirme gibi hizmet veren ve örneği bir çok batılı ülkede bulunan bir gönüllü topluluğudur. Fransa'da herhangi bir arkadaşımın olmamamsı dolayısıyla bu tür derneklerden yardım talep etmek zorundaydım. 23.11.2023 tarihinde toplulukla ilk iletişime geçtiğim tarihtir, WhatsApp grubu kurduk ve bu işlerde yardım almak için bilgi almaya başladım. Fransa'ya gelişim ve karşılanmam konusunda anlaştık ve herhangi bir casusluk olayı söz konusu değildi. Ben en hızlı şekilde bu korkulardan kurtulmak amacıyla gitmek istediğimi söyledim.


Konferans telefon görüşmesi sonrasında İrin hanım beni aradı ve korkularımı ve siyasi biri olup olmadığımı sordu. Ben de kesinlikle hukuk aktivisti olduğumu kanıtladım ve siyasetçi olmadığımı vurguladım.


Ofisimde bulunduğu iddia edilen silah ise bir hava tabancası ve oyun için kullanılan sahillerde sıkça gördüğümüz türdendir, şarjörlerde öyledir ve mermi değildir, her yerden bu hava tabancası alınabilir ve faturalı olarak satılır. Ayrıca söylenenin aksine, cebimde sadece 105 lira ve banka hesabım da sadece 900 usd tutarında para vardı. Bu husuların hepsi haberlerin yalandan ibaret olduğunu gösteriyor.


Ben herhangi bir şebekeyle çalışmadım. Husam en neahar adlı kişi ile iletişimim yukarıda ifade etmiş olduğum husularla sınırlıdır. İbrahim şuveyş adlı kişi ise sadece aynı iş merkezinde bir ofise sahiptir, benim vize başvurusu yaptığımı bile bilmez. Polis geldiğinde ise ofisimde idi ve o da tutuklandı. 10 yıl bu ülkede yaşadım,  Bana ve milyonlarca Suriyeli’ye güvenli bir sığınak temin eden Türkiye Cumhuriyetine minnettarım. Çocuklarımın eğitim hizmeti almsındaki egeller olmasa zaten başka ülkeye iltica talebinde bulunmazdım. Ben birçok gönüllü faaliyette bulundum ve şubat 2023 tarihindeki acı deprem felaketinde Antakya’da bir kaç kişiyi enkaz altındam kurtardım ve hayatımı riske attım. Arkadaşlarım da Türkiye Cumhuriyetini ne kadar sevdiğimi bilirler.


Son olarak bir haberin doğruluğunu teyit etmenin bir ahlaki sorumluluk olduğunu, medya ve basın kuruluşlarına hatırlatmak isterim. Bu açıklamayı gerçeği bilmek isteyenler ve iftira kampanyalarına alet olmak istemeyenler için kamuoyuna sunuyorum. Tutuklama tarihinden 3 ay sonra böylesi haberleri yayanlar iftira atmaktadırlar. Yargının yerine geçip hüküm vermektedrler. Gerçekleri çarpıtmak ve ismimi lekelemek bir zulümdür, çocuklarımı babalarından mahrum bırakma çabasıdır. Bu iftira dolu haberlerin gerçeği yansıtmadığını söylemek istiyorum. Ben Türk adaletine ve yargının bağımsızlığına güveniyorum. En kısa sürede mahkemeye çıkmak ve beraetle tahliye olmak ve çocuklarıma kavuşmak istiyorum.




Ahmed Katie


24/02/2024


Türk gazetelerinin yalan söylediğini kanıtlayacak insani vizenin bir kopyasını ve türlerini görmek için                                                          

izlemek